İçeriğe geç

Kategorize ne demek TDK ?

Haydi itiraf edelim: İnsan türü olarak her şeyi kutulara koymaya bayılıyoruz. Dolabımızı renklere göre dizeriz, arkadaşlarımızı “çılgın”, “aklı başında” ve “tam bir kaos” diye ayırırız, hatta kahve siparişlerimizi bile kişiliğimizle özdeşleştiririz. İşte tam bu noktada sihirli kelime devreye girer: kategorize etmek. Ve merak etme, bu sadece ciddi akademisyenlerin kullanacağı bir kelime değil; gündelik hayatımızın en eğlenceli arka plan müziği aslında.

TDK’ya göre: “Kategorize etmek”, bir şeyi belirli türlere veya gruplara ayırmak, sınıflandırmak anlamına gelir. Yani eşyaları çekmeceye, insanları da kafamızdaki çekmecelere yerleştirmek gibi bir şey.

Kategorize etmek bazen düzenli bir akıl yürütme, bazen de tam anlamıyla “insan kafası Excel tablosu” yaratmaktır. Ve kabul edelim: Hepimiz bunu yapıyoruz.

Kategorize ne demek TDK? Temel anlamıyla başlayalım

TDK der ki: “Kategorize etmek” bir şeyi belirli özelliklerine göre sınıflara ayırmaktır. Bu kadar basit. Ama gel gör ki bu kelime, pratikte çok daha karmaşık ve eğlenceli sonuçlar doğurabilir.

Diyelim ki evdeki kitaplarını kategorize ettin: romanlar bir rafta, kişisel gelişim kitapları diğerinde. Kolay değil mi? Ama sonra romanları da “klasikler”, “çerezlikler”, “film uyarlamaları” diye ayırınca işler biraz çığrından çıkabilir. İşte insan zihni tam olarak böyle çalışır.

Erkeklerin çözüm odaklı, kadınların empatik yaklaşımı

Erkeklerin stratejik kategorileştirme sanatı

Erkekler kategorize etme işini genellikle stratejik ve çözüm odaklı yapar. Onlara göre her şey bir düzene oturtulmalı, her şeyin yeri belli olmalı. “Evdeki kablolar” dediğinizde bile onları “HDMI”, “şarj”, “bilmemne adaptörü” diye ayırırlar. Hayatta da aynı mantık geçerli: İnsanlar “güvenilir”, “rakip”, “iş ortağı” olarak gruplara ayrılır. Kafalarında sürekli bir Excel tablosu çalışır.

Ama bu yaklaşımın da bir yan etkisi vardır: İnsanlar Excel hücrelerine sığmaz. 😄

Kadınların ilişki odaklı ve empatik yaklaşımı

Kadınlar ise kategorize etme işine ilişki ve duygular üzerinden yaklaşır. Onlar için kategoriler, bağlar ve deneyimlerle şekillenir. Mesela “arkadaş” kategorisi bile onlarca alt kategoriye ayrılır: “dert ortağı”, “alışveriş partneri”, “çocukluk sırdaşı”, “dedikodu ekibi lideri” gibi…

Bu yaklaşım, kategorileri daha insani hâle getirir ama bazen fazlasıyla detaylı olabilir. 😄 Yine de bu detay, hayatın karmaşasını daha renkli hâle getirir.

Kategorize etmenin mizahi gerçekleri

Günlük hayatın görünmez kategorileri

İtiraf et: Hepimizin kafasında şöyle kategoriler var:

– “Çayı demleyebilen insanlar” vs. “Poşet çayı bile beceremeyenler”

– “Kedi severler” vs. “Kedi severmiş gibi yapanlar”

– “Mesajlara hemen dönenler” vs. “3 gün sonra ‘yeni gördüm’ diyenler”

İşte bunlar tam olarak “kategorize etme” refleksinin sonucudur. Ve çoğu zaman bu gruplar bilinçli değil, içgüdüseldir.

Kategorileştirme: Arkadaş mı düşman mı?

Kategorize etmek hem bir nimet hem de bir tuzak olabilir. Nimet çünkü karmaşık dünyayı daha anlaşılır hâle getirir. Tuzak çünkü bazen insanları kalıplara sıkıştırır ve önyargı üretir.

Peki sen hiç düşündün mü:

– “Farkında olmadan” insanları nasıl kategorilere ayırıyorsun?

– Bu kategoriler gerçekten seni yansıtıyor mu, yoksa sana öğretilenleri mi?

Kategorileştirme ve toplumsal algı

Etiketlerin gücü

Toplumda kategorize etme alışkanlığı, kimliklerimizi de şekillendirir. Kadınlar “duygusal”, erkekler “mantıklı” diye kategorize edilir. Gençler “sorumsuz”, yaşlılar “bilge” olarak etiketlenir. Ama gerçekte kimse bu kutulara tam olarak sığmaz.

Ve belki de en önemli soru şu: Kategoriler bizi anlatmak için mi var, yoksa bizi sınırlamak için mi?

İronik ama gerçek

Düşünsene, kategorize etme alışkanlığımız o kadar güçlü ki… Hatta bu yazının sonunda bile muhtemelen “bu yazı: eğlenceli, bilgilendirici, biraz da saçma” diye bir kategoriye koyacaksın. 😄

Okuyucuya sorular: Kendi kategorilerini paylaş!

– Sen insanları veya olayları nasıl kategorilere ayırıyorsun?

– Hiç yanlış kategorize ettiğin birini sonradan tanıyınca fikrin değişti mi?

– Günlük hayatta seni en çok rahatsız eden “etiket” hangisi?

Sonuç: Kategoriler güzel ama esnek olmalı

“Kategorize ne demek TDK?” sorusunun cevabı, evet, “bir şeyi sınıflandırmak”tır. Ama mesele bu kadar basit değil. Kategoriler düzen sağlar ama aynı zamanda sınır da çizer. Erkeklerin stratejik yaklaşımıyla kadınların empatik yaklaşımını birleştirince ortaya daha dengeli, daha insani bir sınıflandırma anlayışı çıkar.

Belki de en iyisi, kategorileri birer kılavuz olarak kullanıp, onları hapishaneye dönüştürmemektir. Çünkü unutma: İnsanlar Excel hücrelerinden çok daha karmaşık, çok daha renkli. Şimdi söz sende: Bu yazıyı hangi kategoriye koyardın? 😄

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
tulipbet giriş